1800’lü yılların başlarında ortaya çıkmaya başlayan “tekstil endüstrisi” “nano teknoloji” sayesinde yeni bir döneme girmeye başlamıştır. Tekstilde sektöründe kullanılan malzemelere “nanometre”ölçülerinde farklı özellikler kazandırılması çok önemli gelişmelerin doğmasına sebep olmuştur. Örnek vermek gerekirse, çorap ipliğinin gümüş “nano parçacıkları” ile zenginleştirilmesi, çorap içerisinde bakteri veya mikrop barınmasını engelleyeceğinden koku oluşumunu önlemiş olacaktır. “Suyu sevmeyen” kumaşlardan üretilmiş yeni tekstil ürünlerinde kirlenme engellen olacak, dolayısıyla yıkama ve tekrar ütüleme ihtiyacı en aza inmiş olacaktır. Bu sebeple su sarfiyatı minumuma inmiş olacak, hatta bir süre sonra da belkide çamaşır makinelerine bile gereksinim kalmayacaktır.
Nano malzemeler sayesinde daha önceleri hayal dahi edemediğimiz çok çeşitli fonksiyonlara sahip olan kumaşlar elde edilmektedir. Üzerine bir bardak içki dökülen gömleğimizin sahip olduğu “suyu itme” özelliği ile üretilen malzemelerin kirlenmesine mani olmaktadır. Yakın bir zamanda, giydiğimiz pantolon, üzerindeki nanosensörler vasıtasıyla kalp atışlarımızı, vücut ısımızı ve kan şekerimizi düzenli kontrol edecek, istenmeyen herhangi bir durum olduğunda bizleri veya kablosuz bir hatla doktorumuzu bu anormal durumlardan haberdar edebilecektir. CD çalarımız, elbisemizin üzerinde bulunan panellerin güneşten elde ettiği enerji ile çalışsa veya cep telefonlarımızı elbisemiz şarj etseydi ne güzel olurdu değil mi?
Son dönemde her sektörü etkilemeye başlayan “nano teknolojiden” tekstil endüstrisi de nasibini almaktadır. Katma değeri oldukça yüksek “nano teknoloji” tabanlı akıllı tekstil ürünleri, en değerli ihracat kaynağımız olan “tekstil endüstrisine” bir ivme kazandıracaktır.
