40’lı yaşlarda olanlarımız için yabancı bir kavramdır ergenlik sorunları. Zaman zaman duymuşuzdur biz hiç ergen olmadık mı cümlesini. Bu yaş kuşağı için üzerinde durulan bilgilendirilen bir dönem olmamasına karşın çocuklarımızla yaşayarak öğrendiğimiz sancılı ve sağlıklı atlatılması için çaba harcayacağımız bir dönemdir ergenlik dönemi. İki yaşında bir çocuğunuz varsa benzer bir süreçten geçmişsinizdir. Bunu biraz katlayarak ergenin sorunlarına ulaşabilirsiniz.
Ergenlikte büyük bir fizyolojik değişim geçiren genç insan ruhsal olarak da bir dönüşüm geçirir. Sakin kendi âlemin de giden çocuğunuzun içinden bir canavar çıktığını düşünebilirsiniz. Belki bir volkana set germek demek olan ergenlikteki psikolojik süreci bilmek gerek.
Ergenin Ruhsal Dünyası
Her ergenin geçirdiği bu sürecin sancılarının şiddeti ve uzunluğu bireye ve gencin çevresindekiler ile kurduğu iletişime göre farklılaşır. Değişen fizyolojik nitelikleriyle çocukluktan gençliğe adım atan ergenin en büyük kaygısı kabul görme kendini değerli hissetme duygusudur. Bedensel olarak kendisini yetersiz hisseden ergene beğenildiğini göstermek bu süreçteki önemli bir aşama olur. Karşı cinse duyulan ilginin artması ergen psikolojisi için önemli bir gelişimidir. Gelecek kaygısı bu sorunların üzerine eklenen ergen içine kapanabileceği gibi hırçın bir kimliğe bürünmesine de sebep olabilir. Birçok değişim geçiren ergene aile ile kurulamayan iletişim de eklenince aile okul çevre arasında kalan ergen kendini anlatabilmek çocuk olmadığını kabul ettirmek için saldırgan bir kimliğe bile bürünebilir.
